okuyorsunuz...
Doviz Kuru Riski, Reel Sektor

Doviz Kuru Riski ve Uzun Vadeli Nakit Akış Tahmini


Döviz kuru riski büyüklüğü olarak bilançoda yer alan her bir para birimi cinsinden alacak ve borç büyüklüklerinin dikkate alınması, şirketleri Kar/Zarar tablosunda meydana gelebilecek kısa vadeli oynaklıktan korumaktadır. Özellikle alacak ve borç devir hızı düşük olan şirketler sadece bilançolarındaki alacak ve borç büyüklüklerini dikkate alarak, bilançoda bulunmayan ancak gerçekleşme ihtimali yüksek olan diğer nakit hareketlerini uzun vadede döviz kuru riskine maruz bırakmaktadırlar.

Örneğin alacak ve borç devir hızı bir ay olan ve artan ABD dolarına karşı riski bulunan bir şirket, son bir yıl içerisinde sadece bilançosundaki bir aylık riski hedge ederek, kurun olası negatif etkilerini kar/zarar tablosuna yansıtmamıştır. Ancak uzun vadede ABD dolarının yukarı yönlü trend hareketinden dolayı zarar etmiştir. Bu durumda yapılması gereken; her bir para birimi cinsinden nakit akışlarının uzun vadede tahmin edilerek bilançoda bulunan risk büyüklüklerine eklenmesi ve elde edilen toplam net risk büyüklüklerinin riskten korunma sürecine dahil edilmesidir.

Nakit akış tahminlerindeki başarı, risk yönetiminin performansında önemli rol oynayacaktır. Beklenen nakit akışının gerçekleşmediği durumlarda söz konusu nakit akışına konu olan türev enstrüman, riskten korunma enstrümanı yerine spekülatif yatırım aracı haline gelecek ve şirketi almaması gereken riskler ile karşı karşıya bırakacaktır.

Veya gerçekleşen nakit akışının tahmini nakit akışından düşük olması, şirketi hedeflediği hedge oranından daha yüksek bir hedge oranı ile karşı karşıya bırakacaktır (”overhedged”). Benzer şekilde, gerçekleşen nakit akışının beklenen nakit akışından yüksek olması, şirketi belirlediği minimum hedge oranından daha düşük bir hedge oranı ile karşı karşıya bırakacak (underhedged) ve hedeflediği riskten korunma seviyesine ulaşmasını engelleyecektir. Kısaca, ”ovehedged” veya ”underhedged” durumları ile karşı karşıya kalınması, önceden belirlenen riskten korunma stratejisinin hedefinden sapmasına neden olacaktır.

Örneğin Ocak ayında Şirket ABC Haziran ayı sonunda 100 ABD dolarında net nakit çıkışı olacağı ve ABD dolarının artacağı beklentisi altında 100 dolar değerinde forward türev enstrümanı satın almış olsun. Buna göre şirket kendisini %100 oranında riskten korumak istemektedir. Eğer 6 ay sonra beklenen risk tutarı 100 ABD dolarının altında 80 ABD doları olarak gercekleşir ise şirket ”overhedged” durumuna düşecek ve 100 ABD dolarlık forward ürününün 20 ABD dolarlık kısmı spekülatif bir yatırım aracına dönüşecektir. Veya beklenen nakit çıkışı 120 ABD doları olarak gerçekleşir ise bu durumda şirket %83 (100/120) oranında kendisini korumuş olacak ve hedeflediği riskten korunma seviyesinden sapmış olacaktır.

Herkesin hem fikir olduğu konu, kısa vadeli nakit akışlarının uzun vadeli nakit akışlarından daha kolay ve gerçeğe daha yakın tahmin edildiğidir. Bu gibi durumlarda genellikle şirketlerce kullanılan yöntem, katmanlı stratejidir (layered strategy). Bu tarz stratejide şirket, riske maruz kalan nakit akışı için belirli bir hedge oranı belirleyip farklı zamanlarda yeniden piyasaya girerek ilgili hedge oranını tutturmak için türev ürün satın almaktadır.

  Güncellenen Haziran Ayı Risk Tutarı (ABD Doları) Haziran Ayı İçin Satın Alınan Forward miktarı (ABD Doları) Aylık bazda Hedge Oranı

Kümülatif Hedge Oranı

Ocak 100 20 22%(20/90)

22%

Şubat 90 18 20%(18/90)

42%

Mart 100 20 22%(20/90)

64%

Nisan 80 16 18%(16/90)

82%

Mayıs 90 16 18%(16/90)

100%

    90 100%(90/90)  

Örneğin yukarıda verilen örneğe şirket, Ocak ayından başlayarak Mayıs ayı dahil olmak üzere her ay sadece %20 oranında yani 20 ABD doları değerinde forward almayı planlayarak Haziran ayındaki nakit akışını toplamda %100 oranında riskten koruyacaktır. Geçen her ay boyunca Haziran ayına ait nakit akışını güncelleyecek olan şirket, nakit akışındaki değişimleri forward alımlarına yansıtarak hedeflediği %100 hedge oranına ulaşacaktır. Bu şekilde hem Haziran ayına ait tahminler güncellenerek risk büyüklüğü açısından ”ovehedged” veya ”underhedged” durumları ortadan kalkacak hem de şirket ortalama forward kuru (5 ayın farklı forward kurunun ağırlıklı ortalaması) ile kendisini hedge ettiği için yukarı veya aşağı yönlü trendlere karşı kendisini koruyacaktır.

Şirketlerin genellikle her ay farklı para birimlerinden risk taşıdığı düşünülürse bu tarz yaklaşımlar; rollerin tanımlandığı, süreçlerinin belirlendiği, kontrol mekanizmalarının oluşturulduğu ve düzenli olarak takip edilip raporlandığı bir risk yönetimi programını zorunlu kılmaktadır.

About Gunes Sari

Güneş Sarı, 2007 yılından itibaren Finansal kuruluşlarda Basel II, kredi riski, ve piyasa riski; finansal olmayan kuruluşlarda döviz kuru riski, faiz riski, emtia ve likidite riski konularını içeren çeşitli danışmanlık projelerinde görev almaktadır. Lisans diplomasını Yıldız Teknik Üniversitesi Iktisat Falkütesinde ekonomi alanında alan Güneş, yüksek lisans ögrenimini İsveç Goteborg Üniversitesinde Finans ve Endüstri Ekonomisi alanında tamamlamıştır. Güneş, PwC Amsterdam ofisinde finansal risk yonetimi alaninda çalışma hayatini surdurmektedir. Finansal risk yönetimi üzerine uzmanlığı bulunan Güneş, GARP (Global Association of Risk Professionals) tarafından verilen FRM (Financial Risk Management) sertifikasına sahiptir.

Tartışma

Trackbacks/Pingbacks

  1. Geri bildirim: Sirketlerde Doviz Kuru Riskleri « finansal risk yönetimi - Şubat 28, 2012

  2. Geri bildirim: CFaR Modeli ile Riskin Hesaplanmasi « finansal risk yönetimi - Mayıs 1, 2012

  3. Geri bildirim: Uzun Vadeli Likidite Riski Yonetimi Neden Onemlidir? « finansal risk yönetimi - Mayıs 21, 2012

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

Tum Yazilarim

%d blogcu bunu beğendi: