Likidite riski yeni fon yaratabilme ve maliyeti açısından kredi riski, ödemelerin zamanında yapılabilmesi ve eldeki nakdin ve fon kaynaklarıniın doğru ve tam değerlendirilebilmesi açısından operasyonel risk, ve fonlama maliyeti ve eldeki varlıkların piyasa değerinin değişmesi acısından piyasa riski ile yakından alakalıdır. Şirketler günümüz koşullarında dinamik likidite riski yönetimini hayata geçirmelidir.
Lİkİdİte Rİskİ Ne demektİr?
Genel olarak likidite riski, fonlama riski (funding risk) ve piyasa likidite riski (market liquidity risk) olarak iki şekilde ele alınmaktadır.
Fonlama riski belirli bir periyot için şirketin net nakit çıkısını ( toplam nakit girişi-toplam nakit çıkışı) finanse edememe riskini ifade etmektedir.
Piyasa likidite riski ise eldeki varlıkların nakde çevrilme sırasında karşılaşılan riskleri içermektedir.
Bu kavramın daha net anlaşılabilmesi için likit varlık tanımının yapılması gerekmektedir. Likit varlık, fiyatında önemli bir kayıp yaşanmadan nakde çevrilebilen varlıklar olarak tanımlanmaktadır. Dolayısıyla, piyasa likidite riski denildiğinde, eldeki varlığın nakde çevrilebilme kapasitesi ve olası değer kayıpları anlaşılmalıdır. Örneğin bir hisse senedi, değerinden birşey kaybetmeden kolaylıkla nakde çevrilebilmektedir. Teoride her aktif nakde çevrilebilir. Ancak bir arsa veya bina taşınmazı, aynı derecede değer kaybı yaşamadan nakde çevrilememektedir. Burada zaman ve maliyet kavramı devreye girmektedir. Eğer şirket zaman acısından herhangi bir baskı hissetmez ise söz konusu taşınmazı piyasa fiyatından rahatlıkla satabilmektedir. Ancak kısa zamanda nakit ihtiyacı baskısı altında söz konusu taşınmaz mal, değerinden daha düşük bir fiyata satılıp nakde çevrilebilir. Piyasa fiyatı ile satış fiyatı arasındaki fark nakde çevrilme maliyetini oluşturmaktadır.
Hazİne İŞlemlerİnde Lİkİdİte Rİskİ
Finansal piyasalarda ve özellikle hazine işlemlerinde, piyasa likidite riski ilgili aktifin alış satış fiyat farkı (bid-ask spread) modellemeye konulacak kadar hassas şekilde yönetilmektedir (Liquidity adjusted VaR).
Liquidity-adjusted VaR (LVaR) = position ($) * [-drift (%) + volatility *deviate + 0.5 * spread]
Piyasaların likidite koşulları; genişlik olarak da tabir edilen alış-satış fiyatı arasındaki fark (bid-ask spread) ve derinlik olarak tabir edilen piyasanın pozisyon satışını absorbe edebilme kabiliyeti olarak iki kritere göre belirlenmektedir. VaR belirli bir sure içerisinde eldeki pozisyonun kaybedebileceği değer kaybını belirli bir güven aralığında hesaplamaktadır. Eğer söz konusu pozisyonun değer kaybı aynı zamanda likidite koşullarına bağlı ise bu durum piyasa hesaplama modellerine dahil edilmelidir. Örneğin piyasanın derinliği az ise eldeki pozisyonun satışı fiyatı aşağı çekecek ve önceden VaR ile hesaplanan değer kaybından daha fazla değer kaybı yaşanabilecektir. Aynı şekilde alış satış fiyat farkı, pozisyon kapatılırken önemli olmakta ve söz konusu kayıp veya kazancı etkilemektedir.
Fİnansal RegÜlasyonlar
BDDK likidite yönetmeliğine göre, finansal kuruluşlar haftalık ve aylık olmak üzere iki farklı vade dilimine ilişkin olarak yabancı para ve toplam likidite yeterlilik rasyolarını tutturmak zorundadırlar. Söz konusu likidite yeterlilik rasyoları likit varlık ve nakit girişlerinin nakit çıkışlarına bölünmesi suretiyle hesaplanmaktadır. Yabancı para likidite yeterlilik rasyosunun asgari olarak %80 toplam likidite yeterlilik rasyosunun ise %100 olması gereklidir. Bunlara ilave olarak belirlenen stok likidite yeterlilik rasyosunun da %7 seviyesinde tutturulması gerekmektedir.
Basel III ile de, yeni küresel minimum likidite standartları getirilmiştir. Bu standartlar benzeri herhangi bir uygulamanın uluslar arası anlamda mevcut olmaması, söz konusu standartların önemini bir kat daha vurgulamaktadır. Basel Komitesi kısa dönem likidite eksikliğinin karşılanmasını teminen likidite karşılama oranını Ocak 2011’den itibaren test amaçlı, Ocak 2015 tarihinden itibaren de resmen geçerli olmak üzere hayata geçirecektir. Bu uygulama karşılaşılması muhtemel kısa dönemli şiddetli nakit çıkışları karşısında bankalar tarafından belirli bir oranda yüksek kaliteli likit aktiflerin tutulmasını sağlamaktadır.
Liquidity coverage ratio= Stock of high quality liquid assets/net cash outflows over 30 days in stressed conditions > 100%
Basel III tarafından tanımlanan bir diğer minimum likidite standardı net sabit fonlama oranıdır. Bu uygulama Ocak 2012 tarihinden itibaren test amaçlı uygulamaya alınacak ve Ocak 2018 tarihinden itibaren minimum standart olarak yürürlüğe girecektir. Söz konusu net sabit fonlama oranı likidite uyumsuzluğu kavramına atıfta bulunmaktadır ve istikrarlı fon kaynaklarının kullanımını teşvik etmek amacı ile uzun dönem yapısal likidite oranı olarak belirlenmiştir.
Available stable funding/required stable funding > 100%
Basel kriterleri veya BDDK likidite yönetmeliği gibi regülasyonlar, finansal piyasalarda likidite riskini tanımlayıp nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda kapsamlı kriterler öne sürerek söz konusu riskin yönetilmesini zorunlu kılmaktadır. Ancak reel reel sektör şirketleri için herhangi bir regülasyon bulunmamaktadır.
Tartışma
Trackbacks/Pingbacks
Geri bildirim: Uzun Vadeli Pozisyonun Kisa Vadeli Enstruman ile Hedge Edilmesi « finansal risk yönetimi - Mart 11, 2012
Geri bildirim: Taşıdıkları Riskler Açısından Organize ve Tezgah Üstü Piyasalar « finansal risk yönetimi - Mart 14, 2012
Geri bildirim: Uzun Vadeli Likidite Riski Yonetimi Neden Onemlidir? « finansal risk yönetimi - Mayıs 21, 2012
Geri bildirim: Avrupa Borç Krizi, Mevduat Kaçışı ve Likidite Riski « finansal risk yönetimi - Mayıs 31, 2012